24 Ocak 2012 Salı

KPSS


Genç nüfusun çok olduğu, ülke tarihinden daha yaşlı bir batılılaşma sevdasının getirisi, okunuşluk oranının yükseltilmeye çalışıldığı, her ile bir üniversite kurmayı takiben üniversite mezunu olmayanın yüzüne bakılmadığı bir toplum. Dershanelerin eğitim kurumlarından daha önemli hale getirilmesi, ders çalışmanın ve puanın öğrenmenin kendisini hiçe saydırdığı bir eğitim anlayışı. Şapka devrimi mi önce, harf inkılabı mı sonra sorularının, "bunlar niye yapıldı?" sorusuna gerek bile duymayan bir gençlik yaratması.

Önce yoldan geçeni öğretmen yapıp, sonra öğretmen ve eğitimci olarak yetiştirdiği gençleri okullarına almak istemeyen devlet, öğretmenlere de ötekileştirdiği, uzaklaştırdığı, öğretmeni ezilmişlik tarihi olan çocuklar taş atsın diye polis olmayı öneriyor.

Bunun için bir sınavdır gidiyor. Cemaatçi ve ırkçı bir toplum yetişsin diye kurum dershaneleri, onların sorularına yerleştirilmiş şiddet, ırkçılık, ötekileştirme içerikli soruları ve soru odaklı, düşünme yoksunu ürünleri olan öğrenciler.

Bu güruhun bir parçası olarak, gülsem mi, ağlasam mı bileediğim sorulara bakıyorum. Edindiğim izlenim şu: Benim gibi soruya bakıp morali bozulan, düşünen kesim zaten kazanıp devletin kadrosunda öğrenci yetiştirmemelidir. Düşünmeyen, soruyo hazırlayan nefret yüklü zihniyetin kafa yapısında olan, istenilen tarzda yetiştirilmiş öğrenciyi güdüleyecek şekilde sorular zaten o öğrenciyi başarıya taşıyacaktır. Nasıl da profesyonelce. İnanılmaz bir hesap ürünü. Takdire şayan bir desen örgüsü.

Kişiye özel kitapçık, işleyen çarkın en masum dişlisidir. Atanamayan Öğretmenler  Korosu'dan dinliyoruz: