10 Ocak 2011 Pazartesi

Muhteşem Yüzyıl

Söz konusu tarih olunca pimimiz çekiliyor. İyi ki ülkemizde sansasyon denilen bir olgu var. Olmasa, bilgi sahibi olmadan fikir sahibi toplum genetiğimiz üzerinde oynayamayacağız.

Turnike yarışma programında Güner Ümit "kızılbaş" demeseydi, aleviler hala toplumda tırnaklarını yiyen korkaklar olacaklardı.

Yumurtaya can veren Rabbimin, o yumurtaya şiddet de verebileceğini düşünmeseydi biri, meslek hanesini "öğrenci" diye işaretleyen kesim hala üniversitenin asıl ses çıkarması gereken yer olduğunu duyuramayacaktı.

Hürrem Sultanı o kadar şikayet etmediler. Halbuki şimdi bir padişahın ve şanlı tarihin kaderinin kadınların elinde olmasından rahatsız olduğunu bildirip şikayet eden kesim, asıl o dizide, şanlı tarihimizin kaderinin bir kadının ellerinde olduğunu apaçık senaryolaştıran dizide şikayetçi olmalıydı. Ama sansasyon için yeteri kadar ünlü ekibi, yeteri kadar göğüs dekoltesi ve yeteri kadar muteşem bir ismi yoktu. Üstelik, gösterime girdiği dönemde diziler bu denli halkı hipnoz aracı değildi.

Ülkemizde halka "alkol bütün kötülüklerin anası", "verginizi zamanında ödeyin" tarzı mesajların, yahut öğrenciliğin çoktan seçmeli sınavlara indirgendiği günümüzde çocuklarımızın fişlenmemesi, düzgün etiketlenmesi için "nurcuların dershanelerine, mafyaların servis şirketlerine, AVMlere"yollamanın öneminin vurgulandığı sitkomlar yaygınlaştıkça kriz bizi ne kadar teğet geçti değil mi?

Peki ya bir gece için 150.000 teklif edilen, ağalı, kumalı, aşiretli, töreli, cinayetli dizilerin çok eşlilik, silahla cinayet, şans oyunları oynama sayılarıyla doğru orantılı olarak artması?

Kentlere göçler arttı, işsizlik arttı, derken göz boyayan ihtişamlı paralı, lüks arabalı, güzelli, yakışıklılı diziler arttı, ve zaten o ihtişamlı karakterler gibi sosyalleşemeyen halk evde oturup bu zengin hayatları izlemeye başladılar.Behlül'ün duvarındaki Eyfel Kulesi resmi, Bihter'in kokusu, Ezel'in gözlüğü, Polat'ın ceketi, Asmalı Konakın hanımının şalı, onun gömleği, bunun saçı..

Muhteşem Yüzyıl neden bu kadar fırtına kopardı? Bir kadının bir gece için 150.000 dolar alması da fırtına koparmıştı, ama ne başbakan bunca faşist bir önlem almıştı ne de ülkemizde Kürt meselesinden daha vahim olan namus meselesi 'dizi yayından kaldırılsın'a kadar ilerlemişti.

Ben sansasyon olmasına seviniyorum. Çünkü kime sorsanız, Kanuni'nin kaçıncı padişah olduğunu, kaç yıl hüküm sürdüğünü, ya da en basitinden, kendisini muhteşem yapan işlerden birkaçını söyleyemez. Ama şimdi öğrenecekler. "Haaa" diyecekler, "o da neticede insanmış."Artık bir padişah, sırf Türk tarihinin bir parçası diye aseksüel olamayacak. Artık" ben tarihi oldum olası sevmem" kesimi de mecburen bişeyler öğrenecek. İşin en güzel kısmı, hem tarihi bilmeyip hem şanlı tarihe lek sürdürmeyenler sayısında gözle görülür bir azalma olacak. Neticede bu ülkede "bölünme bile konuşulabilir, yeter ki şiddet olmasın" şeklinde yorum bile yapıldı. Artk konuşuyoruz.

Sansasyonun hükümet kanadında sevinmediğim yönü şu oldu. RTÜK kanununda değişiklik yaparak, başbakanın veya görevlendirdiği bir bakanın program kapatma yetkisi alması. Atatürk Can Dündar tarafından savaş anında bile kadın düşünen, paragöz, ikiyüzlü gözterildiğinde hiç rahatsız olmayan hükümet, Mustafa filminde aynı hasasiyeti gösterseydi, samimiyetlerine inanacaktım. Şanlı tarihimiz bu kadar hassas bir konuydu madem, madem bir padşahın hareminin olması bu kadar üzücü bir durum ve aslında cihatın önderinin kadınları olamaz, neden o zaman bu hükümetin mensubu olduğu islamik kesimde çok eşlilik bu kadar yaygın, en muhafazakar ili en çok içki tüketiyor ve en çok porno izleyen kesim onlar?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder